KİRACININ KONUTU TAHLİYESİ

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3558 Esas 2018/8991 Karar İçtihat

 

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
 
YARGITAY KARARI
 
Davacı, davalının 23/11/2004 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu,...... numaralı dosyasında alınan bilirkişi raporunda kiralananda meydana gelen zararın 5.850 TL olarak tespit edildiğini, zararın, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin tahsili için yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile % 20 ' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
 
Davalı, davanın reddini istemiştir.
 
Mahkemece, davanın kabulü ile ..... takip sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borca haksız itiraz edildiğinden asıl alacağın % 20 si 1170 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
 
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
 
2-)6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 316. (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
 
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, olağan kullanıma dayalı olarak eskimiş olan boya-badana imalatının maliyetinin 2.000 TL olduğu belirtilmiş ve bu kalem yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de kiracı, olağan kullanımdan kaynaklanan hasarlardan sorumlu değildir. Kiralananın tahliye sırasında boya ve badanasının yenileneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunduğu da ispat edilememiştir. Bu durumda boya badana masrafının, olağan kullanımdan kaynaklandığı, hor kullanma sonucu oluşmadığı gözetilerek boya ve badana masrafına yönelik talebin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
 
3-)Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, olağan kullanmadan doğan eskime bedeli yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının dikkate alınması, hor kullanma nedeniyle zarar gören parçaların yenisi ile değiştirilmesi durumunda yenilenen parçaların başlangıçtaki durumlarına göre yıpranma paylarının hesaplanarak alacaktan düşülmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
 
4-)İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını doğrudan mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Anılan madde uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi için davaya konu alacağın gerçek miktarın belli olması veya belirlenebilmesi için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. Takip de istenilen alacak hor kullanma bedeline ilişkin olduğundan ve bu masrafların değerinin tespiti yargılamayı gerektirdiğinden alacak likit değildir. Bu nedenle mahkemece hor kullanma tazminatına ilişkin icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
 
5-)Davacı, tespit giderlerini de takibe konu etmiş olup Mahkemece bu bedeller dahil edilerek itirazın iptaline karar verilmiştir. Oysa, tespit masrafları yargılama giderlerinden olup yargılama giderleri bölümünde hüküm altına alınması gerekirken tespit giderleri yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
 
KARAR : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bentte açıklanan nedenlere davalı yararına hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu internet sitesinde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için Cookieler kullanılmaktadır. Cookie tercihlerinizi değiştirmek ve Cookiekeler hakkında detaylı bilgi almak için İnternet Sitesi Gizlilik Politikası'nı inceleyebilirsiniz. Cookie ayarlarını değiştirmeniz durumunda internet sitesinin bazı özelliklerinin işlevselliğini kaybedebileceğini dikkate alınız.