İNTERNET YOLU İLE DOLANDIRICILIK
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 11.03.2019 tarih ve 2017/4888 E- 2019/2015K sayılı ilamı ile İnternet Dolandırıcılığı Yoluyla Bankadaki Parası Çekilen Kişinin Zararından Bankanın Sorumluluğuna gidilebileceğine ilişkin karar vermiştir.
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 20/04/2017 tarih ve 2016/107-2017/244 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, İş Bankası A.Ş Eskişehir ... Şubesinde bulunan ...numaralı müvekkile ait hesaptan 18/09/2009 tarihinde haberi olmaksızın davacı adına Hatay İskenderun Şubesinde hesap açıldığını, yine davacının haberi olmaksızın bu hesaba para aktarıldığını daha sonra aktarılan bu paranın davacının tanımadığı ve bilmediği kişi/kişiler tarafından İş Bankası ...Şubesinden çekildiğini, davacının bilgi ve talimatı dışında yapılan tüm bu işlemlere karşın banka tarafından davacıya hiçbir bildirim yapılmadığını, yapılan işlemle İstanbul ...i Şubesinde ilk başta 5.000.- TL ikinci olarak 10.000.- TL aktarıldığını, ikinci paranın çekimine engel olunmasına karşılık ilk paranın verilmesi nedeniyle onayı alınmadan hesabından para aktarımı yapılan davacının 5.000.- TL maddi zarara uğradığını, bankanın kusurlu davrandığını, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının söz konusu internet bankacılığı ile uğradığı 5.000,00 TL'lik maddi zararının yasal faizi ile bilrkte hesaplanarak geri ödenmesi için Eskişehir 1. Noterliğinin 12/08/2013 tarih ve 21923 yevmiye numaralı ihtarnamesini davalıya keşide ettiğini, ancak taraflarına herhangi bir ödemenin yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 18/09/2009 tarihinde internet bankacılığı aracılığı ile 85.107.176.81 numaralı IP kullanılarak ...'in 063028658 müşteri numarası altında kayıtlı 4400- 1377407 numaralı vadeli TL hesabı kapatılarak 366.060,28 TL tutarındaki bakiye aynı müşteri numarası altında kayıtlı 4400-2607407 numaralı vadesiz hesaba aktarıldığını, daha sonra bu tutarın 270.000,00 TL'si ile 4400-1436135 numaralı vadeli TL hesabının açıldığını aynı gün davacının banka sistemine kayıtlı 0.535.831.02.12 numaralı cep telefonundan Çağrı ...ini arayarak tüm sorulara doğru yanıtlar vererek tanımlı havale hesaplarına ...adına İskenderun/Hatay Şubemiz nezdinde bulunan 6120-1861269 numaralı hesabı eklettiğini daha sonra bu hesaba prefabrik ödemesi açıklamasıyla 92.350,00 TL tutarında havale gerçekleştirdiğini, davacının tekrar bankaya kayıtlı telefondan aranarak işlem teyidi istendiğini ve davacının teyit verdiğini, davacı tarafından ...adına aktarılan tutarlardan 5.000.-TL'si Kışla Caddesi ...i İstanbul şubesi gişelerinden çekildiğini 10.000,00 TL'nin ise İstanbul şubesi gişelerinden çekilmek istendiğini ancak imza teyidi yapılmadığından bankaca ödeme yapılmadığını davacının hesabından bilgisi dışında işlem yapıldığı bildirildiğinden 87.350,00 TL'nin tekrar davacı hesabına iade edildiğini, bu konuya ilişkin devam eden 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/314 esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesini, davanın davacının davaya konu işlemlerin yapılmasında kullanılan sım kartının ait olduğu GSM operatörüne ihbarını, müvekkil bankanın bilgi işlem sistemi her yönünyle güvenli olduğunu bu hususun BDDK tarafından düzenli olarak denetlendiğini, davacı bankanın sunduğu güvenlik önlemlerini almadığını zararın oluşumuna göz yumduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bozma kararı ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı 3. kişinin hesabına paranın havalesinden sonra paranın çekilmesinin dava konusu olay ile ilgisinin olmadığı davalının kusurunun bulunmaması nedeniyle davacının zararını talep etme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi) Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK'nın 306. ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Somut olayda davacıya ait para, davacı hesabından dava dışı kimliği belirli kişi adına hesaptan bir başka hesaba bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile havale edilmiş olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacaktır. Dosya kapsamından, işlemlerde davacının üçüncü kişilerle el ve işbirliği ile veya başka şekilde kusurlu davrandığı kanıtlanmamıştır. Davalı banka tarafından, hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamadığı, kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı korunamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu önlemleri kullanmayı, müşterileri için zorunlu hale getirmediği anlaşılmaktadır. O halde, davalı bankanın hesaptan çekilen tüm paradan sorumlu olduğunun, ilke olarak kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle mahkemece, davalı bankanın mevduatı iade yükümlülüğünün devam ettiği kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece, yazılı şekilde davacının kusurlu olduğu, davalı bankanın ise kusurunun bulunmadığı kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.