Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/8261 E-2019/3228 K sayılı ilamı ile;
Hakaret suçundan sanık Ö. A. 'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Menemen 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 13/03/2014 tarihli ve 2013/86 esas, 2014/181 sayılı kararını kapsayan onaylı dosya sureti incelendi.
İstem yazısında: “Dosyanın sanığın diğer suçu açısından yargılamanın derdest olması nedeniyle onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede:
Dosya kapsamına göre, söz konusu suçun mağduru olan Güray Aygören'in 22/02/2013 tarihli oturumda sanık hakkında şikâyetçi olmaması sebebiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/4. ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Hakaret suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, adli para cezasıyla cezalandırılmalarına ceza miktarı ve verildiği tarih itibariyle kesin olmak üzere karar verildiği, mağdurun sanık hakkındaki şikayetten vazgeçmesine rağmen mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kovuşturması şikayete bağlı olan hakaret suçunda, hükümden önce gerçekleşen şikayetten vazgeçme nedeniyle CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK'nın 131/1. maddesinde: “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun'un 73. maddesinin 4. fıkrasında: “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.
Yine aynı Kanun’un 73. maddesinin 6. fıkrasında ise: “Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.” hükmü amirdir.
5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da: “Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada; mağdur G. A.’in, 22/02/2013 tarihli kovuşturma aşamasında talimatla alınan ifadesinde, şikayetten vazgeçmiş olmasına rağmen sanık Ö. A.’in, 05/02/2013 tarihli kovuşturma aşamasında talimatla alınan savunmasında, hakkında şikayetten vazgeçme olması durumunda bunu kabul etmediğine yönelik beyanı karşısında, mevcut delillere göre Mahkemenin bir hüküm kurması gerektiği, Yerel Mahkeme'nin kararının kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 18/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.
Bu internet sitesinde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için Cookieler kullanılmaktadır. Cookie tercihlerinizi değiştirmek ve Cookiekeler hakkında detaylı bilgi almak için İnternet Sitesi Gizlilik Politikası'nı inceleyebilirsiniz. Cookie ayarlarını değiştirmeniz durumunda internet sitesinin bazı özelliklerinin işlevselliğini kaybedebileceğini dikkate alınız.